tabutta rövaşata

İşe yaramaz, kendini sevmeyen bir adamın kalemlerinden niagara şelalesi gibi akan hüzünün satırları bunlar..

Öncelikle yaşamış olduğum bu yirmi beş yılı sorgularken burada buldum kendimi. Hayatım olumsuzluklar üzerine ve yalanlar üzerine kurulmuş. Yirmi beş yılda tüm öğrendiklerim bundan ibaret anlayacağınız üzere. Dost kazığı, arkadan bıçaklama, sevgi hırsızlığı, terk edilmek, aldatılmak, göz yaşları, mutluluk, mutsuzluk, mutsuzluk, mutsuzluk..


Her kötü şeyin iyi başlaması ise ayrı bir ironi, aslında bu kadar güzel yaşanması gereken bir hayatın kendisi nasıl ironi olabilir anlamıyorum. Bunu yaradan biliyor ben bilmiyorum. Fazla kasıp yormama gerek yok kendimi. Anlamak için uğraşmıyorum artık koskoca yirmi beş yılda bir yerlere gelemediğim için üzgünüm anne ve baba. Gidip bir okul okudum ve bir baltaya "sap" oldum. Sadece o üç harfe bağlanmış hayatım. Sonuçta bir şey olmuşsun diyeceksiniz yeap öyle de denebilir.

İyi bir futbol oyuncusuyum halı saha da büyük statlara gidip oynamayı çocukken çok isterdim Ankaragücü seçmelerine bile katıldım ve tabi ki yine "1-0" geride başladığımızdan dolayı seçilemedik amına koyim bizi mi seçecekler zaten. Bir insanın doğumu her şeyi belirler gibi ben koridorda doğmuşum annem zor dayanmış yani kadın en sonunda doğurmuş. Çok sabırsızmışım her şey hemen olsun da sonuca varsın istermişim  hep. Belki de çok sabırsız olduğumdan dolayıdır. Yirmi beş yıl böyle geçti bakalım diğer yıllar nasıl geçecek?

Yirmi beş yıl boyunca girdiğim önemli sınavlardan istediğim bir puan almadım ya bir sorun çıktı ya da ben çok zayıftım sorular karşısında. Her defasında başarısızlık oldu. "Başarısızlığın" baş yapıtıyımdır belki de her şeyi kaybettim bu hayatta. Kazandığım sayılı şeyleri de kayıp ediyorum yavaş yavaş. Vücudum bir yük gemisi fakat bu yük acı büyük bir acı. Ve acılarım bile gemiyi terk ediyor varın gerisini siz düşünün. O kadar kimsesiz hissediyorum. 


Diyeceklerim bitmedi bir işe sahip olmam bir eşe sahip olmamı isteyen hatta bir ev ve arabaya sahip olmamı isteyen ailem var bunlara sahip olunca onların mutlu olacağını biliyorum da ya benim mutluluğum? "Bir babanın son hüznüyüm." Çünkü ben bu yukarıda söylediklerimin hiç birini gerçekleştiremedim daha. Zamanı vardır belki gelecektir. Belki gerçekten biri beni sevecektir. Ya da belki bir şeylere sahip olmayı ve ait olmayı başaracağımdır. Yazım hatalarım için kusura bakmayın.

Kirlendim artık temiz değilim. Bir kere battık mı dibe üstelik kimsen olmadığında, mecbur ayağa kalkmak zorundasındır. Yerin dibi de bendim gökyüzünün en üstü de bu hisler anlık değişiyor. Şimdi ise değişik bir duygu ile bu satırları yazıyorum. Çok sevdiğim için kaçırdığım sevgilimden özür diliyorum. Ama imkansızdı onu ondan daha az sevmek. Sonum olsa da girdim bir çıkmaza. Ölmüyorsun da nefes almaya devam ediyorsun işte. Çok değişik bir his. Anlam veremediğim. Kendime yeniliyorum, sana değil. Böyle bir yazıyla veda etmek istedim sana. Çünkü en güzel vedadır. İçinde olan her şeyi bir kağıda döküp hala bir şeylerin var olduğuna inandığın halde. Hiçbir şey yapamamak yani onun beni sevdiğine bile inanamamak.

"Kalbim acıyor." Sayın okuyucular. Yanıyor böyle cehennem yanında hiç kalacakmış gibi. tövbe haşa. Hak ettiğin almayınca insan kendine zarar veriyor. Kan görmek istiyor. Hatta vücudu kendisini terk etsin istiyor da. O işler öyle olmuyor işte. Kan görünce rahatlayanları anlayabiliyorum artık. En azından bir iz kalıyor bir tarafında. Fazla uzattım. Bir gün sende seveceksin birini, o sevmeyecek seni. İşte o zaman anlayacaksın sana bu dediklerimin tümünü. 



"Terk edilmek" ne acı verici bir kelime. Bu zamana kadar acı çeken ben artık acı veriyorum herkese hoşça kalın.

bir gün öleceğim.

Ben giderken  jeneriklik bir gol atacağım tabutta. Gol rövaşata olacak.

Yorumlar

Popüler Yayınlar